Neden Hamile Kalamıyorum?
Her ay olası bir hamilelik durumu için vücut kendini hazırlar. Hormonlar artış gösterir, rahim içi yapı bebeğin tutunması için kalınlaşır. Yani embriyo için gerekli ortam hazırlanmaya başlanır. Çatlayan yumurtalıktan çıkan yumurta hücresi hazır olarak fallop tüplerinde sperm hücresini bekler. Yumurta çatladıktan sonra kanalda sperm hücresi ile karşılaşırsa döllenme gerçekleşir. Eğer bu süreçte herhangi bir birleşme olmaz ve menstrüasyon dönemi başlarsa olası döllenme gerçekleşememiş olur.
Hamile kalamamak çok çeşitli faktörlere bağlı olarak gelişebilir. Bu aşamada bedene karşı farkındalık geliştirmek oldukça önemlidir. Herkesin ayrı bir vücut yapısı, hassasiyet durumu ve geçirdiği menstrüasyon dönemi vardır. Vücudun normal düzeni ve gerçekleşen değişimler, geliştirilen farkındalık ile keşfedilebilir. Bu sayede neden hamile kalınamadığı, hangi faktörlerin ne boyutta risk teşkil ettiği ile ilgili önlemler alınarak çalışmalara başlanabilir.
Hamilelikte Engeller ve Üreme Sağlığı: Bilinçlenme ve Çözüm Yolları
Kadın vücudu yumurta gelişimi, süt üretimine ve gebelik oluşumuna katkı sağlayacak birtakım hormonlar üretir. Sağlıklı hamilelik sürecinin başlayabilmesi için ilgili hormonların dozunda salgılanması ve işlevlerini yerine getiriyor olması gerekir. Bu aşamada sıkıntı olduğunda hamile kalmanın önüne bir engel çıkmış olur. Örnek verilecek olursa östrojen salgısı adet döngüsünü başlatır. Bu döngünün başlamasıyla yumurtalıkların salgıladığı progesteron hormonu hamilelik sürecini başlatır. Dolayısıyla ilgili hormonların dengede kalması oldukça önemlidir.
Hamile kalamama durumunun önemli sebeplerinden bir diğeri polikistik over (PCOS) sendromu dediğimiz endokrin sistemdeki bozukluktur. Burada iki temel faktör olası hamilelik sürecini olumsuz yönde etkiler. Birincisi yumurtlama işleminin olmaması durumu ikincisi ise erkeklik hormonu üretiminin artmasıdır. Bu süreçte progesteron gibi gerekli hormonların düşüş göstermesiyle vücut tabi olarak hamilelik sürecine giremez. Tabi ki ilgili jinekolojik müdahalelerle durum kontrol altına alınabilir.
Denemelere rağmen çocuk sahibi olamamak durumuna etki eden bir diğer önemli neden fallop tüpleri kaynaklıdır. Hamile kalma sürecinde genellikle karşılaşılabilen sorun olarak karşımıza çıkar. Fallop tüpleri yumurtalık ile rahim arasında bir bağlantı görevi görür. Tüpe bırakılan yumurta döllendiğinde uterusa doğru harekete geçer. Döllenmede önemli bir yere sahip olan tüplerde eğer tıkanıklık varsa yumurta ve sperm hücresinin birleşmesi sağlanamayacağı için hamilelik süreci hâliyle oluşum gösteremez.
Çok istenen bir durumken bebek sahibi olamamak endometriozis sebebi ile kendini gösterebilir. Endometriozis yani rahmin iç dokusunun dışarıya doğru gelişim göstermesidir. Bu durum pelvik ağrılara neden olurken hamile kalma sürecini olumsuz etkileyebilir.
Hamilelikte Karşılaşılan Zorluklar ve Sağlıklı İkinci Hamilelik için Öneriler
Hiçbir sorun yokken hamile kalamamak ile ilgili yaşam tarzı da örnek olarak verilebilir. Kronikleşmiş stres, beslenme tarzı, alkol sigara gibi faktörler hamile kalma olasılığını azaltabilir niteliktedir. Beslenme stilinize düzen ve sağlığı eklediğinizde sizin için faydalı bir seçenek hâlini alabilir. Aynı zamanda strese bağlı oluşan faktörleri hayatınızdan ekarte ettiğinizde kendinize kaliteli bir yaşam sunma imkânı verirsiniz. Bu da hamile kalma sürecinde olumlu yönde katkı sağlar.
Vücuttaki hormonların seviyesi normal olduğunda ve sağlıklı bir döllenme işleminden sonra bebeğin endometriyuma yerleşmesi ile gebelik süreci başlamış olur. Bebek yaklaşık 3 trimester dönemin sonunda sağlıkla dünyaya gelir. İlerleyen süreçlerde bebeğin büyümesiyle ikinci bir bebek kararı alınabilir. Burada ilk çocuktan sonra hamile kalamamak gibi durumlar kendini gösterebilir.
Öncelikle sağlıklı ikinci hamilelik için birincisiyle arasında biraz zaman olması gerekir. Anne ilk hamileliğinden sonra genel anlamda yaşam kalitesini sağlamakla işe başlamalıdır. Daha sonra kendini fizyolojik ve psikolojik açıdan ikinci hamileliğe hazırlaması gerekir. Bu süreçte eş desteği ve karşılıklı iletişim oldukça önemlidir.
Menstrüasyon dönemindeki düzensizlik, zaman içerisinde yumurta rezervlerinin azalması kısırlığın oluşumuna sebebiyet verebilir. Burada kadın ve erkeğin üreme döngüsünün işleyişine göre bir tedavi planıyla süreç sağlıklı şekilde atlatılabilir.
Düşükten sonra hamile kalamamak beklenen sürecin gerçekleşmesini etkileyen bir diğer olumsuz etkendir. Düşük yani abortus kavramı, bebeğin uterusa çeşitli sebeplerden dolayı tutunamadan 20.hafta öncesinde hamilelik sürecinin sonlanmasını ifade eder. Düşük sürecine; anne adayının genetik geçmişindeki düşük hikayelerinin yanında ileri yaşı, tiroid bozukluklar gibi çeşitli hastalıklar etki eder. Aynı zamanda embriyonun tutunduğu rahim içi dokuda var olan sorunlar; servikal yani rahim ağzı yetmezliği, miyomlar ve hormon seviyelerindeki yetersizlik durumları da düşüğe sebebiyet verebilir. Hamile kalamama durumuna etki eden tüm bu faktörlerin yanında sabırlı olmak önemlidir. Hamilelik, kişiden kişiye değişebilen bir süreç olduğundan çalışmaların sonuç verme süresi de farklılık gösterecektir.
Hamile kalamamanın nedenlerini araştırırken, tüp bebek tedavisi, sperm donasyonu ve yumurta donasyonu gibi seçenekleri de değerlendirebilirsiniz.