Asherman Sendromu Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Asherman sendromu, rahim içinde yapılan bazı zorlu cerrahi girişimler sonucunda, rahimin iç yüzünü döşeyen tabaka olan “endometrium”da gelişen hasarlar nedeniyle bu tabakanın kısmen ya da tamamen ortadan kalması sonucunda rahim duvarlarının iyileşme dokusu olarak da bilinen “skar- nedbe” dokusu ile, birbirine yapışması şeklinde görülür.
Rahim içini döşeyen endometrium hücreleri hormonların etkisi ile her ay kök hücrelerden çoğalarak endometriumun kalınlaşmasını sağlar. Böylece olası bir gebeliği kabul edebilecek bir yatak oluşturulur. Gebelik oluşmazsa adet kanaması ile dökülürler ve bir sonraki ay için tekrar gelişerek yeni bir endometrium tabakasının oluşumu başlar.
Endonetriumun en altında bulunan kök hücre tabakası bazı cerrahi girişimler veya enfeksiyonlar sonucunda harap olursa yeni bir endometrium tabakası oluşturulamaz ve daha altta bulunan rahimin kas tabakaları birbirine değerek iyileşme dokusu ile yapışıklıklar yaparak rahim boşluğunun kısmen ya da tümüyle kapanmasına neden olurlar. Görüldüğü gibi, olay aslında basit bir yara iyileşmesidir. Ciltte oluşan bir kesinin, iki yanı arasında oluşan skar- nedbe dokusu ile iyileşip, iki tarafın birbirine tekrar yapışıp eski haline gelmesine benzer. Fakat rahim boşluğunu döşeyen endometrium her ay tekrar gelişerek daha alttaki kas tabakalarının üzerini örtüp bunlar arasında söz konusu bir iyileşme/yapışıklık dokusunun gelişmesine izin vermez ve rahim boşluğunun kapanarak ortadan kalkmasını önler. Rahim boşluğu bize gebeliğin yerleşmesi ve gelişmesi için gerekli bir yapıdır.
Asherman sendromu genellikle endometriumda gerçekleşen cerrahi operasyonlar sonrasında kendini gösterebilir. Özellikle myomektomi yani miyom ameliyatı, düşükler, derin ve zorlu kürtajlar, rahim içinde gelişen ağır enfeksiyonlar sonrası ortaya çıkar. Ayrıca sezaryen ile doğum ya da normal doğum sonrasında endometriumda plasenta parçalarının kalması da sendromun oluşumunu tetikleyebilir.
Asherman sendromu, gebelik oluşmasını veya gebeliğin devamını önleyen bir durum olması dışında önemli bir sağlık problemi oluşturmaz. Dolayısıyla, tedavi gebelik arzusu olan kadınlar için önem taşımaktadır.
Asherman Sendromu Belirtileri ve Tedavisi
Asherman sendromu, gelişimi sürecinin başlangıcında yakalanırsa tedavi sonucu geç yapılan tedaviye göre daha başarılı olur. Bunun nedeni, oluşan yapışıklıkların zaman içinde daha da kalınlaşıp içinde damarlanmanın gelişmesidir. Erken olarak histeroskopi işlemiyle kesilerek ayrılan yapışıklıkların tekrar yapışma ihtimali daha azdır. Halbuki zaman içinde kalınlaşan ve damarlanan bir yapışıklık dokusu kesilerek ayrılsa bile tekrar kendini hızla oluşturup yapışıklığı tekrar edebilir.
Rahim içi önemli cerrahiler, özellikle rahim içi karşılıklı duvarlardaki myomların aynı seansta kesilerek çıkartılması, ileri haftalarda oluşan düşükler veya kürtajlar sonrası, rahim içi ağır enfeksiyonlar sonrası oluşan yapışıklık dokuları nedeniyle, endometriumla kaplı rahim içi yüzeyi azalmış olduğu için y da hiç kalmadığı için, ortaya çıkacak en önemli belirti, adet miktarında azalma ya da adetin kesilmesidir. Bu durum genç bir kadında özellikle önemli bir rahim içi cerrahi sonrasında oluşursa hemen bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurması önerilir. Fakat adet miktarındaki azalma ile yapışıklık miktarı her zaman doğru orantılı olarak gözlenmeyebilir. Dolayısı ile buna bakarak yapışıklık miktarını tahmin etmek her zaman mümkün olmayabilir.
Asherman sendromunun tanısı kesin olarak rahim içi görüntüleme yöntemleri ile sağlanır. Bunların en önemlileri, HSG (histerosalpingografi) yani rahim ve tüplerin filminin çekilmesi, veya rahim içinin histeroskopi adı verilen yöntem kullanılarak kamera ile gözlenmesidir.
Teşhisin sağlanması sonrası, bu yapışıklıkların histeroskopi yöntemi ile kesilerek tedavisini takiben, sağlam kalan küçük endometrium kök hücre adacıklarından hücrelerin yayılarak tekrar rahim boşluğunu döşemesi, tedavi ile ulaşmak istediğimiz amaçtır. Fakat bu dokunun rahim iç yüzünü kaplamadan önce rahim duvarları arasında tekrar yapışıklıkların oluşması bizim amacımıza ulaşmamızı engelleyen en önemli sorunumuzdur. Bu nedenle, cerrahi tedavi sonrası endometrium dokusunun rahim iç yüzeyini tekrar döşemesinden önce yapışıklıkların yeniden oluşmasını önlemek amacıyla, cerrahiden hemen sonra duvarların bribirine değmesini önleyecek şekilde, rahim içi spiral yerleştirilmesi, rahim içi balon yerleştirilmesi gibi uygulamalar denenmiş fakat istenilen sonuç yeteri kadar elde edilememiştir. Bunun yerine histeroskopik yapışıklık kesilmesi sonrası rahim içine uygulanan jeller ile daha iyi sonuçlar elde edilmektedir. Ayrıca cerrahi sonrası endometrium gelişimini hızlandıracak yoğun hormon ilaçları uygulamalarının da yardımı olmaktadır.
Tüm bunlara rağmen bazı olgularda tekrarlayan histeroskopik cerrahilerle yapışıklıkların tekrar tekrar kesilerek amaca ulaşılmaya çalışılması gerekli olabilmektedir. Bununla birlikte, birçok olguda başarılı sonuçlar elde edilebilmesine rağmen bazı olgularda yeterli sonuç alınamamakta ya da kısmen tedavi sağlanabilmektedir.
Tedavinin başarısına göre yeni endometrium gelişimi/kalınlaşması sağlanabilmekte ve yeni bir gebelik elde edilerek bu gebeliğin doğuma kadar normal süresinde devam etmesi mümkün olabilmektedir.
Sonuç Olarak
- Asherman sendromu, rahim içi yoğun cerrahiler sonrası, özellikle geç düşük ve büyük gebeliklerin kürtajı sonrası ve yoğun rahim içi enfeksiyonlar sonrası görülür.
- Asherman sendromu gebelik elde edilmesini ve devamını engellemesi veya zorlaştırması haricinde önemli bir sağlık problemi oluşturmaz. Ailesini tamamlamış ve gebelik istemeyen kadınlarda cerrahi tedavi gereksinimi düşünülmeyebilir.
- Adet miktarında azalma yapışıklık miktarı ile orantılı olmayabilir. Bu bulguya bakarak yapışıklığın derecesi her zaman doğru tahmin edilemeyebilir.
- Tanı ve tedavi öncesi planlama için HSG filminin çekilmesi yaygın bir uygulamadır.
- Asherman sendromu ne kadar yaygınsa sonuç olarak elde edilebilecek başarı ve buna bağlı gebelik ihtimali o kadar azalacaktır.
- İlerde gebelik düşünen kadınlarda, rahim içi cerrahiler, büyük düşükler, geç gebelik tahliyeleri/kürtajlar ve yoğun rahim enfeksiyonlarının tedavisi sonrası, bu yönden erken kontrollarının yapılması önemlidir.